MUSA ve FİRAVUN

Efendim kaldığımız yerden rivayetlere devam edelim istiyorum. Bu hafta tekrar Musa(aleyhi selam) ‘dan bahsedeceğim. Bilindiği üzere Firavun kavmine giden Musa(O’na selam olsun) ile Firavun arasında şiddetli bir tartışma olmuş. Musa (as), benim Rabbim doğuların ve batıların Rabbidir dese de Firavun nefsine yenik düşmüş, inkarda diretmiştir. Musa(as) için siz sadece yeryüzünde büyüklük taslayanlardan olmak istiyorsunuz demiş, Musa (as)’yı öldürmeyi düşünmüş ve görülen mucizelere rağmen bir türlü iman etmemiştir. Yine bir gün bu konuşmalar esnasında, Firavun yanındaki adamlarına demiş ki bana bir ok verin ta ki oku atıp Musa(as)’nın Rabbini öldüreyim. Böylece oku almış, yüksek bir yere çıkarak oku fırlatmış. Ok bir müddet havalandıktan sonra kanlı bir şekilde yere düşmüş. Bunu gören Firavun sevinçle Musa(as)’nın Rabbini öldürdüm diye nidalar atmış. Bunun üzerine Musa(as) Rabbine yakarmış ve neden buna izin verdiğini sormuş. Allah ise demiş ki:

“Bilmez misin ya Musa, Biz bize geleni asla boş çevirmeyiz”

Bu tabi ki de bir rivayettir. Ancak Kur’an’da şöyle bir ayet var.

Furkan Suresi-77.ayet

“ De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!”

Gerçekten de bu hayattan duayı alsak, bizlere ne kalır. Yiyen içen hatta daha çok yemek için birbiriyle çekişen insan sürüleri. Ancak başımız dara düştüğünde, yalvara yalvara O’na dua ediyoruz. Bizden o yük kalktığı zaman da hop, sanki o dua eden bizler değilmiş gibi yan çiziyoruz.

Efendim, peygamberimiz (sav) demiş ki:

“Kaderi ancak dua değiştirir.” (Tırmızi)

Böyle düşünüldüğünde dua gerçekten de çok önemli. Ancak dua etmek sadece el açıp istemek değil tabi ki de. Aynı zamanda niyetlenmek ve gayret göstermek de çok önemli. Dua ederken hakkımızda hayırlısı olması için, sadaka verebiliriz. Bu sadaka ile hem bizim gönlümüz yumuşar, empati geliştiriri hem de Rabbimizin rızasına talip oluruz. Dua ile birlikte verilen sadaka, Fatiha’dan sonra denilen amin gibidir.

Bu sadaka sonucu bizim çok istediğimiz bir olayın şerli sonuçlarından kurtulmak mümkün. Hatta ve hatta dua ederken hakkımızda en hayırlısı olsun demek gerekir. Ayrıca duayı temiz bir dil ile yapmak gerek. O da dostunun sana, senin de dostuna dua etmen diye buyuruyor bir rivayet.

Yani sürekli kendimizi düşünmek de dua ederken doğru değil. Başkasının mutluluğu ve başarısını istemek, maşallah yani Allah ne güzel dilemiş diyebilmek, kalpte haset ve kin namına ne varsa söküp atar. Deyim yerindeyse, başkasına dua ederken Şeytan’ı baya kızdırıyoruz…

Evet rivayette de görüldüğü üzere, Rabbimiz kendisine geleni asla boş çevirmiyor. Biz bir adım atıyoruz, o bize koşarak geliyor. Zaten Yarattıklarını seven ve onların doğru yolu seçmesine razı olan bir Yaratıcımız var.

O halde sizlere soruyorum, böyle bir Yaratıcıyı hak ediyor muyuz ?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İsmail Cenk Akan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kütahya'nın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kütahya'nın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kütahya'nın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kütahya'nın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Simav Naşa Beldesinde AK Parti Belediye Başkan adayı kim olmalı?
Tüm anketler