Gözlemledi,Tahlil Etti,Reçeteyi Yazdı Sıra Bizde
Kütahya Valisi Ali Çelik, geldiği günden itibaren, ilçe, belde, köy, merkez demeden programlı, programsız, yoğun çalışmasıyla, en önemlisi de tarzı ve bakış açısıyla, farklı bir profil çizdi. Kütahya’nın öncelikle dinamiklerinin birlikte hareketine dikkat çekti. Bütün değerlerin değerlenmesi yaklaşımıyla, açıklamalarında, hedeflerin belirlenmesi ile çalışmaları önceledi.
Bu hafta da; Akademisyenlerle yaptığı toplantıda da; bugüne kadar Kütahya’da istenen hedeflere ulaşılmasının önündeki engelleri ifade etti. Akademisyenlerle yaptığı toplantıda; teşhisini açıkladı: “…bir tuvalin başına 5 ressamın geçip kendi düşüncesini aksettirmeye çalışması sonucu ortaya bütünsel bir resim yerine kakofoni çıkıyor. Dolayısıyla bir pazarlama ve hizmet sektörü anlayışının gelişme stratejisine katkı sunacak bir manzara ortaya çıkmıyor” dedi.
Bu yönleriyle, bence ; Kütahya’da ilk kez, böyle bir başlangıcın adımı atıldı. Böyle bir plan yapıldığında, artık herkesin kendi gündemi yerine, herkese fayda sağlayacak, ortak gündem olacak.
Rektör Uysal otuzdan fazla akademisyenin çalışmalara başladığını söyledi.
Vali Çelik de; Yapılan çalışmanın akademik çalışmasıyla belirlenecek metodoloji doğrultusunda; herkesin katkısının önemli olduğuna dikkat çekerken; “Kütahya’nın değerlerini iyi belirlemek bu şehre karşı sorumluluğu olan insanların, bizlerin en büyük sorumluluklarından biri” dedi . Ardından da Kütahya’da yaşayan herkesin katkısının gerekliliğini şöyle vurguladı:
“Proje ekibi, bilimsel metodolojisini belirledikten sonra hızlı bir şekilde hareket etmeliyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığından belediyelere, üniversiteden kaymakamlıklara, özel idareden STK’lara, köydeki Mehmet amcaya, Ayşe teyzeye kadar kimin ne yapacağı konusuna dair yol haritasını ortaya koymamız gerekir ki harekete geçirelim”
Reçetede; bütün değerlere giden tıkalı damarları açacak ilgi, sevgi ve enerjiyi birleştirip, ile enjekte etmek.
Artık bu noktada, rektör, doktor, amir memur, büyük küçük demeden, birbirimizi dinlemek, sen ben yerine “biz” olup, her değerimizi değerlendirmek.
Çok yaygın “Ranga Guru ve Ressam ” Hikayesinin şimdi tam yeri geldi:
Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış.Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş.Onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısalar da; kısaca Ranga Guru derlermiş.Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise; “Sen artık ressam sayılırsın Racaçi.Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş.Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.Raciçi denileni yapmış...
Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş.Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki.Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş.
Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş.Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru.Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte.Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.Raciçi yine denileni yapmış...
Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da, boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.Ranga Guru ise;
"Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün.Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin.Yapıcı olmak eğitim gerektirir.Hiçkimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, daha doğrusu cesaret edemedi.Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın.Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur.Sakın emeğini değerini bilmeyenlere sunma ve bilmeyenlerle tartışma” demiş.