Çorak topraklarda bir damla umutlarım

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsin,

Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne

Kişi Hak'kı bilmektir,

Çün okudun, bilmezsin,

Ha bir kuru emektir.

Yunus Emre

Merhabalar sevgili okurlarım. Bugün kısa bir sokak turunda, hayatın ne kadar garip olduğunu soruşturarak geçen üç saatimin ardından edindiğim birikim ve bir an önce kâğıda dökmek istediğim düşüncelerimle klavyemin başına alelacele oturdum. Aklımdan geçen onca soruya rağmen evin yolunu bulmak, kendimi Sherlock gibi hissettirmiş zira çok önemli bir davayı da çözmüş gibiyim.

Dünyanın ikircikli gelgitleri hiç şüphesiz bizi liyakatsiz bir evrenle baş başa bıraktı. Bu hep böyle miydi? Sonradan mı oldu? Bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da bir tarafta adını telaffuz bile edemediğim şaşalı kahvelere dünya para bayılan nesil diğer tarafta evine ekmek götürmek için saatlerce çalışan emekçi nesil. Mesele sadece alın teri de değil aslında. Bu adaletsizlikten doğan toplum düzeninde elbette insanın çabası da başrol oynuyor. Ancak toplumun bu ironikliği zaman zaman beni iç muhasebemle baş başa bırakmıyor da değil. Kendimi bir komedi filminin ortasında buluyorum. Yerine koyamadığım düşüncelerim bir mantık süzgeciyle savaşırken, adil bir dünya nasıl olurdu? Sorusuyla da aklım boğuşuyor. Kahve deyip kimseyi de zan altında bırakmak istemem lakin, bu benlik arayışının ömür boyu devam ettiği bir sosyal toplum anlayışında; kaybettiğimiz, kaybetmeye yüz tuttuğumuz değerlere uzaklaşıldığını gördükçe moralim bir hayli bozulmuyor değil. Dünya bir yerlere gidiyor ve ben yakalayamıyorum. Bir kilo domates için cebini eline umutsuzca atanlar, kütüphaneleri değil kafeleri dolduranlar, uzaktan okuyanlar, hemen atananlar, on yıl sonra bile atanamayanlar, çok bilmişler, bilmeyip çok konuşanlar, her şeyini paylaşanlar, teknoloji çağı insanları, teknolojiden anlamayanlar, ideolojilerini paylaşanlar, hemen evlenenler, kariyer peşinde olanlar, yerliler, yabancılar, marka giyenler, kıyafet bulamayanlar, kendini bilenler, kendinden habersiz olanlar, ahlak bekçileri, ahlaksızlığı düstur edinenler, okumuş cahiller, ahlak ve saygı anlayışımızdaki esneklik, çok çabalayanlar, çaba göstermeden kazananlar, hayalleri olanlar, hayal kurmayı bırakanlar, onlar, bunlar, şunlar, bireyi olduğum toplumun tıpkı 6 Şubat’taki gibi yerinden sarsılışıyla çoktan yok olmuş da haberim mi yokmuş? Bütün kültürel, sosyal, bilişsel ve duyuşsal normlarımız harabeye dönmüş de biz mi görmemişiz? Bu gidiş nereye? Neden her şeyi basite indirgeyişi bu insanlığın? Kolay yoldan para kazanmak, çabasız meslek sahibi olmak, unutmak her şeyi kendimizi unuttuğumuz gibi, farklılaşmaya karşı olup farklı olanları ötekileştirmek nereye? Nereye bu eğitimi paraya değişmek ve okusam nolurculuk? Ya bu her şeyi maddeye değişmemiz nereye bizim? Zor mu hayat? Tabi zor. Sınavda değil miyiz sonu cennete ve cehenneme çıkan? Sonuçlarını bu dünyaya sıkıştırmak nereye? İnsan yetiştirmeyi boğazdan lokmaya indirgeyen anlayışımız nereye? Mide açlığını doyururken kalp ve zihin açlığını doyuramayan, ahlak ve saygı, sevgi yoksunluğu ile büyütülen aile yapıları eğitimin maddiyata değişildiği bir resim sergisi gibi herkese açık, yorumlanmaya açık, gözden gönülden dökülmeyen, yapmacık ve sahte. Üzülüyorum… Cebimizi doldururken değerlerimizi hiçe sayarak, kalbimizi ve aklımızı boşalttığımızın farkına varmayarak aldığımız her yol sonu gelmez bir doyumsuzluk denizine çıkıyor. Bizler günden güne o denizde yüzen değil boğulan, dibe batan canlılar oluyoruz. Boğulduğumuzun bile farkına varmadan her şeyi ben bilirimcilik… Küçümsemek karşındakini, böbürlenmek, kibirlenmek… Oysa eğitimle bükülmüyor muydu bu Allah’ın en hoşnut olmadığı duygular. Edeple mesela, güzeli ve doğruyu öğrenip doğruluğun verdiği ahlaki eğitimle tıpkı bir elif gibi dimdik, zamanın ve mekânın dışında sonsuzu görerek ama aynı zamanda alçak gönüllülükle tıpkı Mevlana’nın dediği gibi taş değil toprak olmak:

Baharların tesiriyle hiç taş yeşerir mi? Sen de toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin. Yıllardır gönüller inciten, kalpler kıran taş oldun: Denemek için bir zaman da toprak ol! Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol! (Hz. Mevlâna Celaleddin Rumi)

Ancak umudum var benim. Umudumu tazeleyen düşlerim var. Bilgiyle suladığım bir saksım, edeple büyüttüğüm bir çiçeğim, şiirler okuduğum bir toprağım var. Kimi ideolojilerin çarpık kentler gibi fikir dengesizliğine uğradığı bu çağda, eve ekmek götürmek isteyen gençler de var. Ya da idealist bir zihinle daima üretmeye hazır, dinamik, belleğinde barındırdığı fikirleriyle dünyanın eksenini yerinden oynatacak gençler… Veyahut bir köy okulunda tek varlığı defteri olan çocuklara gelecek vaat edenler. Ben bulutlarına umut dolmuş yağmurları tüm bu kötülüklerin üzerine yağdıracak nesilleri gözlüyorum. Yağdığı toprağını yeniden canlandıran, uyandıran, geçmişini kendini bildiği gibi bilen ve geleceğini bilerek şekillendiren nesiller… O nesiller, yeniden eğitimin ışığıyla her yeri aydınlatacak ve doğacak dağların ardından bir güneş gibi. Sonra o meşhur şiir yankılanıyor kulaklarımda:

“Öyle yıkma kendini,

Öyle mahzun, öyle garip…

Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada,

Yürü üstüne üstüne,

Tükür yüzüne celladın,

Fırsatçının, fesatçının, hayının…

Dayan kitap ile

Dayan iş ile.

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, düş ile

Dayan rüsva etme beni.”

Umut ile, sevda ile, düş ile

Dayan rüsva etme beni! "

Ahmed Arif

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ayşe Bahadır - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kütahya'nın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kütahya'nın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kütahya'nın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kütahya'nın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Simav Naşa Beldesinde AK Parti Belediye Başkan adayı kim olmalı?
Tüm anketler