Bir Şeyi 40 Kere Söylersen Olurmuş
Türkçe ‘ye ''Beklenti Etkisi'' ya da ''Kendini Gerçekleştiren Kehanet'' olarak çevrilen bu kavrama biraz daha yakından bakalım.
Türkçesi "kendini gerçekleştiren kehanet" olan, inandığımız şeyin farkında olarak ya da olmayarak davranışlarımıza yansıdığı, bu yansımanın da çevremizdekiler tarafından yine farkında olarak ya da olmayarak algılandığı ve onların da davranışlarını bizim beklentilerimiz doğrultusunda şekillendirdiğini öngören sosyal psikoloji teorisidir. Başka türlü söyleyeyim, eşinizin sizi aldatacağını düşünüyorsunuz ve bir süre sonra gerçekten aldattığında "başından beri biliyordum zaten" diyorsunuz. işte bu teori diyor ki, "bakın şekerler, gelin böyle beklentiler içine girmeyin, zira siz farkında olmasanız da bu inanç sizin davranışlarınızı belirli yönde şekillendiriyor ve etkiliyor, sizin davranışlarınız da karşınızdaki insan tarafından bilinçaltı ya da üstü algılanıyor ve ya eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyor, ya da negatif düşünceniz o kişiyi de beklentiniz doğrultusunda negatif davranmaya itiyor".
Fal, burç yorumu, rüya tabiri vb. şeyleri fazla ciddiye alan insanlar da ister istemez bunu gerçekleştirirler.
Örneğin, kahve falında sevgilisiyle kavga edeceğini gören bir kadın, o faldan itibaren "acaba niye kavga edeceğiz?" diye düşünüp, sevgilisinin her hareketini inceleyip, bu inceleme yüzünden sevgilisinin her hareketi battığı için kavga çıkartabilir. işte bu kavga da, falda görülen kavgadır ve belki de fal baktırıldığı için çıkmıştır.
Ya da rüyasında yeşil şapka taktığını gören biri, bunun "uzun zamandır görüşülmeyen bir dostla buluşulacağı" anlamına geldiğini okuyup, "aa eski dost demişken, x'i görmeyeli uzun zaman oldu" deyip buluşabilir vs.
Başka bir örnek de sevgilisinin ailesiyle tanışacak kişi, heyecanlanınca sakarlaşacağını, yemek yerken/bir şeyler içerken döküp saçacağına inanırsa, sakarlık yapmamak için o kadar kasar o kadar kasar ki, sonunda eli ayağı dolaşıp sakarlık yapar.
Fakat daha optimist bir beklentiyle, self-fulfilling prophecy'nin pozitif sonuçlar doğurması da mümkündür. Mesela sabah kalkıp "hissediyorum, bugün çok harika geçecek" diye düşünürseniz, o düşüncenin gazıyla mutlu, huzurlu bir gün geçirirsiniz. Ya da "inanıyorum, ilerde çok zengin birisi olacağım" deyip, sonra zengin olmanın yollarını arayıp, çabalayıp zengin olabilirsiniz. Ha oturup elini kolunu bağlayıp "ben bir şey yapmasam da para bana gelir, zengin olurum" denirse o da aptallık olur tabi.
aklıma gelen başıma geldi dersiniz ya, işte öyle bir şey bu da. kişinin bir süre sonra başkalarının (öykündüğü ve kendinden üstün gördüğü insanların) ona ilişkin beklentileriyle uyumlu davranışlar sergilemesi de buna örnektir. "bir durumun yanlış tanımlanması, yanlışı doğru haline getiren yeni bir davranışa yol açar" diye açıklar
Robert k. metron* 'kendini gerçekleştiren kehaneti…..
Dış dünyanın bize sunduğu iletişim ,bizim bilinç altımızı doğrudan etkiliyor .İşte tam bu noktada ;bizim olaya bakış açımız ve düşüncemizdeki olgu da hayatımızın olumlu ya da olumsuz şekillenmesine sebep oluyor.
İYİYİ GÖR, İYİ YORUMLA ,İYİ DÜŞÜN ,İYİ YAŞA bu teori mutlu bir yaşamın formülü diyebiliriz.