Milletvekili Erbaş, Avrupa’nın, İkinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili, ülkemizle ilgili, Çanakkale savaşındaki emellerinin yeniden canlandığını ifade ederek, Türkiye’nin İSTİKRAR’dan yana oylarını kullanacağını ifade ederek, şöyle konuştu;
14 Mayıs günü çok hem 13 Cumhurbaşkanımızı seçmek için hem de 28. Dönem büyük millet meclisinin yeni oluşacak bir şeklinin tecellisi için Türkiye sandık başına gitmiştir. Yüce milletimizin teveccühü ile 28. Dönem Türkiye büyük millet meclisi tecelli etti. Şu an da aritmetik ortaya net olarak çıktı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Sayın cumhurbaşkanımızla ilgili avrupa basının da şöyle bir söz devamı dolaşır diktatör, düşünebiliyor musunuz bir diktatör 49.5 veya 49.4 gibi biten bir seçimde o gece %50 yapmıyor ya da yapamıyor. O zaman diktatör, diktatör değil, ya da diktatörlükten anlamıyor.
14 mayıs 2023 tarihinde hem 13. Cumhurbaşkanımız için hem de 28. Dönem Türkiye büyük millet meclisini yeniden teşekkül etmek için vatandaşlarımız sandık başına gitti. 28. Dönem türkiye büyük millet meclisinin yeni şekli belli oldu. Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi çok az bir oy farkı ile ikinci tura kaldı. Şimdi 28 mayıs günü ikinci tur seçimleri için yüce türk millet sandık başına gidecektir. Bizim burada ki tek söylemimiz şudur; istikrar istikrar istikrardır. Muhalefet ikinci tur seçimleri bir referandum diyor. Eğer bu bir referandum ise size katıldığımızı varsayalım bu referandum cumhurbaşkanı referandumu olabilir ancak “ya istikrar ya kaos” çünkü; rahmetli Adnan Menderes’in çok güzel bir lafı vardır, kendisinin devamlı kullandığı için malum olan meçhulden daha iyidir. Cumhurbaşkanımız var dünya lideri konumunda, şu anda dünya da yanlış bilmiyorsam çin, Rusya ve Türkiye Cumhurbaşkanları devlet liderleri dünyadaki en uzun süre ile bu görevde bulunan dünya siyasetine hakim üç kişiden bahsediyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsediyoruz. Bunun dışında millet ittifakı dediğimiz adayın seçimi kazandığını düşünelim; çoğunluk cumhur ittifakında. Ne yapacak? Seçimlere girmeden önce bol bol dağıttığı altılı masada bakanlıkları, Cumhurbaşkanı yardımcılarını bizlere mi verecek. Ya da tırnak içinde söylüyorum “kazandığı gün tekrar istifa edip, Türkiye’yi seçime mi götürecek?” O kadar meçhul olan bir durum ki; işte biz bu yüzden yüce Türk milletine seslenmek istiyorum. İstikrar istikrar istikrar, 28 mayıs Pazar günü yüce türk milletini de bu istikrar söylemi üzerine kurgu yapacağını ve nihayi kararında bu yönde olacağından hiç şüphemiz yoktur.
Bütün Avrupa basını bizi neden düşman belliyor ?
Türkiye çok jeopolitik bir konumu var. İki kıtayı birleştiriyor. Bin yıldır bu yurtta hâkimiyet kuran başka uygarlık yoktur. O kadar ilginç ki bizimle alakası olmayan komşu olmadığımız belki ticaret yapmadığımız ülkelerin bize düşmanlıkları var, ya da liderlerimize düşmanlıkları var. Şaşırıyoruz bu nerden çıktı diye, şaşırmayalım Çanakkale savaşlarında yeni Zelandalıların burada ne işi vardı? Avusturalya nere Çanakkale nere, hiçbir ortak noktamız yok, hiçbir ortak dünyamız yok.
Dünya kurulduğundan bu yana bizim bunlarla hiçbir düşmanlığımız olmamış. Bugünkü dünya savaşında bir bakıyorsunuz bunlar karşımıza çıkıyor. Şaşırmayın Kıbrıs savaşında bize 70 mil, Atina’ya 700 mil, Kanada’nın gemileri bile Kıbrıs açıklarında dolaşıyordu.
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Bunlar Türkiye’yi Türklere bırakmak istemiyorlar. Bu işin özü bu Türkiyeyi Türklere bırakmak istemiyorlar. Bunların bütün planları bizleri nasıl sömürge haline getirebiliriz?
Bizi nasıl bir borç batağı haline getirebilirler, bize nasıl bir boyunduruk vurabilirler, şimdi bir türk milleti çıkıyor 2023 yılında 100. Yılını kutlayan genç bir Türk milleti, son 10 yılda savunma sanayinde yaptığı atılımlarla bütün dünyaya kafa tutuyor.
15 – 20 yıl önce bir iha siha alabilmek için İsrail in kapsında günlerce beklediğimiz günden, şimdi dünyanın 26 ülkesine iha ve siha satan bir dünya haline geldik. Yalnızca iha ve siha değil yüzlerce savunma sanayinde silahla ortaya çıkmıştır. 300 milyar dolara yaklaşan bir ihracattan bahsediyoruz. İçinde yaşadığımız bu yer Kütahya olarak bahsetmek istersem, dünyanın çini merkezi, yetmedi dünyanın porselen merkezi, yani Kütahya’dan; 560 bin nüfuslu bir şehirden bahsediyoruz, bırakın bir 86 milyonluk bir Türkiye’ den 560 bin nüfuslu vilayet bile porselen de Çin’e kafa tutuyor. Tüm Çin’e kafa tutuyor yalnızca Porselende mi hayır cam sanayide çine kafa tutuyor.
Bırakın Avrupa’ yı, bırakın Amerika’yı; bu sektörde en büyüklerine kafa tutuyoruz. Biz bu sektörde ki en büyüklerine kafa tutuyoruz.
Tabi ki “biz 83 milyon vatandaşımızla tüketici olmalıyız. Hiçbir şey üretmeyeceğiz hiçbir şey ihraç etmeyeceğiz; yalnızca tüketici olacağız. Avrupa’nın istediği bu. Avrupa diyor ki; “senin bir bölgende mutlaka bir kürt devleti kuracağım. “ Bizde bir iç kargaşa çıkaracak. Bunun için yaklaşık 35 yıldır mücadele ediyor. Binlerce evladımız bu uğurda şehit oldu. Anadolunun bu tarihi yeni değil ki; bugüne geldiğimiz günden beri şehit veriyoruz.
Nerdeyse her yüz yılda bir başımıza bir bela bir musibet gelmiştir. Dünya devletleri içinde yakın olsun uzak olsun şimdi etrafımıza bir bakın bizim kadar refah huzurlu bir devlet var mı ? Bu tabi ki; Avrupa’nın istediği bir şey değil. Dünyanın istediği bir şey değil geriye dönüp baktıklarında baktığımız zaman da şöyle bir şeyle karşılaşıyoruz; hala Osmanlı’yı hala Selçukluyu hala Atillayı unutmadılar. Avrupa’nın sıkıntısı bu o yüzden.